Kız Kulesi, İstanbul’un en zarif simgelerinden birisidir. Tarihi MÖ 5.yy’a kadar uzanır. Yunanlılar tarafından İstanbul Boğazı’nın Üsküdar sahiline yakın bir noktaya inşa edilmiştir. Üsküdar’da, Roma İmparatorluğu’ndan kalma tek mimari eserdir.
Kız Kulesi tarihte bir çok farklı amaçla kullanılmıştır. Hakkında bir çok efsane ve hikaye bulunan Kız Kulesi’nin tarihini ve özelliklerini birlikte inceleyelim.
Bazı tarihçilere göre Kız Kulesi ilk olarak deniz ticaretinde kullanılmak amacıyla bir gümrük noktası olarak kuruldu. Burayı kuran ise Atinalı bir komutandır.
Yüzyıllar sonra şehrin adı Konstantinopolis oldu ve Boğaz’ın üzerindeki bu kayalıklara ilk kule dikildi. Tarihçilere göre ilk kuleyi yaptıran kişi, İmparator Manuel Komnenos’tur (1143 – 1180).
İmparator Manuel bu kuleyi şu amaç için yaptırır: İstanbul Boğazı’nı denetim altına almak. Hatta kule ile Avrupa sahili arasına kalın bir zincirin çekildiği biliniyor.
Roma devrinde kule bazen sürgün ve tecrit yeri olarak kullanılmıştır. Roma halkı kule hakkında pek çok hikaye anlatmış ve efsaneler türetmiştir.
Osmanlılar, en güçlü olduğu dönemde İstanbul’u alarak Kız Kulesi’ne de sahip oldular.
Fatih Sultan Mehmet’in emri ile burada bir kule yapıldı. Bu kulenin ne amaçla yapıldığı tam olarak belli değil. 1509 yılında gerçekleşen İstanbul depreminde zarar gören kule, dönemin meşhur mimarı Hayrettin tarafından onarıldı.
Yaklaşık 200 yıl sonra bu kule fener olarak kullanılmaya başlandı. Bu sefer de kandil yağı sebebiyle kule tutuştu ve yandı.
Osmanlı döneminde Kız Kulesi, dini ve diplomatik törenler için de kullanıldı. Kuleden top atışları yapıldığı biliniyor. Osmanlı sultanlarından 1. Abdülhamit, Kız Kulesi’nde dalga seslerini dinleyerek istirahat edermiş. 1. Mahmut ise rüşvet aldığı iddia edilen bir saray görevlisini Kız Kulesi’nde idam ettirmiştir.
19.yy’da İstanbul’da baş gösteren veba salgınında da Kız Kulesi tecrit merkezi olarak kullanılmıştır.
Osmanlı’nın son yıllarında Kız Kulesi deniz feneri olarak kullanılıyordu. 1980’lerin başında ise askeri amaçlı radar istasyonu olarak kullanıldı.
Günümüzde seyir mekanı ve restoran olarak hizmet vermektedir. Kız Kulesi’ne gidiş ücretlidir.
Yunan mitolojisinde aşk ve güzellik tanrıçası Afrodit’in rahibelerinden birisi olan Hero, Kız Kulesi’nde çalışmaktadır. Hero’nun mesleği gereği erkeklerle ilişkisi yoktur ve aşık olması yasaktır.
Bir törene katılmak için sahile çıkan Hero, burada Leandros adında bir rahip görür ve ona ilk aşık olur. Rahip Leandros da aynı duygulara kapılır.
Hero ve Leandros’un görüşebilmelerinin tek yolu, Leandros’un boğazın sularında yüzerek geceleri kuleye gitmesidir. Hero geceleri sevgilisine yol göstermek amacıyla fener yakar. Leandros bu fenerin ışığını takip ederek karanlık denizde yolunu bulur.
Bir gece, Hero’nun sevgilisine yol göstermesi için yaktığı fener söner. Karanlıkta yolunu kaybeden Leandros Boğaz’un sularında boğularak ölür. Efsaneye göre bu ölüme şahit olan Rahibe Hero, yaşadığı acıya dayanamaz ve kendini sulara bırakarak intihar eder.
Bu efsaneye dayanarak Romalılar burayı, Leandros Kulesi olarak adlandırmışlar.
Bir efsanede ise sepetle birlikte kuleye gelen zehirli bir yılan anlatılır.
Eski çağlarda Romalı bir imparatora, falcılar tarafından eşinin öleceği söylenir. O da kraliçesini korumak için Kız Kulesi’ne yerleştirir. Kendisinden ve özel hizmetlilerden başka kimsenin yanına girmesine izin vermez. Yine de kaderin önüne geçemez ve kraliçeye gönderilen yiyecek sepetinin içinden çıkan yılan onu orada sokarak öldürür.
Bu efsanenin bir başka versiyonunda ise Selçuklu Sultanlarından biri, rüyasında kızının bir yılan tarafından öldürüldüğünü görür. Bu rüyadan çok etkilenen sultan, kızını kuleye yerleştirir. Kendisi dahil kimsenin kuleye girmesine izin vermez. Yıllar sonra bu kız hastalanır. Zorlu bir tedavi sonrasında iyileşir. Bunun üzerine pek çok farklı yerden kuleye hediyeler yollanır, bunların arasında da bir sepet üzüm vardır. Üzüm sepetinin içinde saklanan yılan, o gece genç kızı zehirleyerek ölümüne neden olur.
Bir başka Kız Kulesi efsanesi Seyyid Battal Gazi hakkındadır. Battal Gazi, dönemin sultanı olan Harun Reşid’in ordusuyla İstanbul kuşatmasına katılır. Kuşatma başarısız olur ve ordu geri döner. Ama Battal Gazi, Üsküdar’da kalmaya karar verir. Çünkü Üsküdar tekfurunun kızına aşıktır.
Üsküdar tekfuru, imparatorun izniyle kızını kuleye hapsederek onu Battal Gazi’den uzaklaştırmak ister. Ancak Battal Gazi, bir gece Kız Kulesi’ni basar ve tekfurun kızını kaçırır.
İstanbul’un iki ayrı simgesi olan Galata ve Kız kuleleri hakkında olan bu efsaneye göre; Galata Kulesi’nin ruhu Kız Kulesi’ne aşık olur. Kavuşmaları imkansız olan bu iki aşık hakkındaki efsaneyi okumak için Galata Kulesi yazımızı okuyabilirsin.
Kız kulesi müze ve kafe & restoran olarak hizmet veriyor.
Kulenin giriş katında restoran ve kafeterya hizmeti, üst katında bulunan kafede ise İstanbul Boğazı manzaralı yeme içme hizmeti veriliyor.
Kız kulesinin üst katındaki kafede 360 derece Boğaz manzarasında yeme içme keyfi sürebilirsiniz. Burada özel günleriniz için maksimum 16 kişilik organizasyonlar düzenlenebiliyor.
Kız Kulesi her gün 09:00 – 19:00 saatleri arasında ziyarete açıktır. Kız Kulesi için giriş ücreti yetişkin kişi başı 30 TL, öğrenci 15 TL’dir.