Yerebatan Sarnıcı efsanelere konu olmuş bir yapıdır. İstanbul’un Tarihi Yarımada’sında bulunan Yerebatan Sarnıcı 1500 yıldır ayakta ve tüm gizemi ile dikkat çekmektedir.
İstanbul’da gezilecek yerler arasından eşsiz bir yapı olan Yerebatan Sarnıcı, Bizans döneminde inşa edilmiştir. Sultanahmet’te bulunan sarnıç, şehir halkının su ihtiyacını karşılamak amacıyla yapılmıştır.
Her yıl binlerce turisti ağırlayan sarnıçta bir çok gizem bulunuyor. Medusa Başları ve Ağlayan Sütun mutlaka görmeniz gereken şeylerdendir.
İstanbul’un en özel mekanlarından biri olan Yerebatan Sarnıcı Bizans döneminde inşa edildi. İmparator I. Justinianus (527-565) tarafından, Büyük Saray’ın ve bölgenin su ihtiyacını karşılamak amacıyla yaptırılmıştır.
Yapılan bu sarnıcın suyu, Belgrad Ormanı’ndan su kemerleri yardımı ile getirilmiştir.
Bizans Dönemi’nden sonra kullanılmayan sarnıç uzun yıllar boyunca harabe şeklinde kaldı. 1544-1550 yılları arasında İstanbul’da kazı araştırmaları yapan Hollandalı P. Gyllius’un keşifleri sayesinde sarnıç tekrar gündeme geldi.
Yapı ile ilgili bilgileri seyahatnamesinde yayınlayan Gyllius sayesinde sarnıç, batı dünyasında dikkat çekmeye başladı. Osmanlı padişahları 3. Ahmet ve 2. Abdülhamit dönemlerinde onarım yapıldı.
Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra da 1955’de 3 yıl sürecek olan bir onarım ve temizleme çalışması yapıldı. 1987 yılında da sarnıç içine gezi platformu eklendi ve ziyarete açıldı.
9800 metrekarelik alanda bulunan tarihi Yerebatan Sarnıcı 100.000 tona yakın su depolayabilecek kapasitededir. Sarnıç içine 52 basamaklı merdivenle iniliyor. Sarnıç, her biri 9 metre yükseklikte 336 adet sütundan oluşmaktadır.
Bu sütunlar her bir sırada 28 tane olmak üzere 12 sıra halinde dizilmiştir. Bu sütunlar birkaç tanesi dışında tamamı silindir biçimindedir.
Sarnıcın tavan kısmı, kemerler ile desteklenmiştir. Sarnıç tabanı ve yan duvarları ise su geçirmezlik özelliği olan Horasan Harcı ile yapılmıştır.
Toplam uzunluğu 140 metre, genişliği ise 70 metre olan tarihi sarnıç, bulunduğu yerdeki eski dini yapıdan dolayı “Bazilika Sarnıcı” ismiyle de adlandırılıyor.
Yerebatan Sarnıcı’nın mutlaka gezilmesi gereken bölümlerinin başında Medusa Başları’nın olduğu sütunlar gelir.
İlgi çekici görünüşleri ile turistlerin dikkatini çeken Medusa Başları, sarnıcın kuzeybatı köşesindeki iki sütunun altında ters bir şekilde bulunuyor.
Bu destek taşlarının nereden buraya getirildikleri hala bilinmiyor. Bu bilinmezlik Medusa Başları hakkında bir çok efsane üretilmesine neden olmuştur.
Efsanelerden birisine göre Medusa, siyah gözleri ve uzun saçları ile antik çağın en güzel kadınlarından biridir. Zeus’un oğlu olan Perseus ile sevgili olan Medusa, Athena tarafından lanetlenmiş.
Athena’nın lanetine uğrayan Medusa’nın uzun saçları yılana dönüşürtü ve bakışları ona bakan erkekleri taşa çevirmeye başladı.
Başka bir efsaneye göre Medusa Başları buraya sarnıcı koruma amacı ile konmuştur.
Sarnıcın sütunları arasında bir sütun oyma ve kabartmaları ile diğerlerinden farklıdır. Önceleri, üzerinde gözyaşı şeklinde desenler bulunan bu sütunun sarnıcın inşaasında ölen köleleri temsil ettiğine inanılıyor.
Ağlayan Sütun üzerinde tavus gözü denilen motifler bulunuyor. Görünümü budanmış bir ağaç gibidir bu sütunun.
Bu dütun diğer tüm sütunlardan farklı olarak hep ıslak gibi görünüyor.
Sütunun ortasında bir delik bulunuyor. Bu deliğe parmağını sokanların dilek ve isteklerinin gerçekleşeceğine inanılıyor. Bu yüzden buraya Dilek Sütunu da denmektedir.
Sarnıç Sultanahmet Meydanı’nda bulunuyor.
En kolay ulaşım yöntemi T1 Kabataş-Bağcılar tramvayını kullanmaktır. Tramvay ile Sultanahmet istasyonunda indikten sonra kısa bir yürüyüş ile sarnıca ulaşılabilir.
İstanbul gezilecek yerler arasında bulunan Yerebatan Sarnıcı’na girişler ücretlidir.
Öğrenci bileti 5 TL, normal bilet ise 10 TL’dir. Yabancı turistler için girişler ise 20 TL’dir.
Yerebatan Sarnıcı’nda Müzekart geçmemektedir.
Yerebatan Sarnıcı haftanın 7 günü ziyarete açıktır. Sabah 9:00’da başlayan ziyaretler 17:30’a kadar devam ediyor.