Tarihi Yarımada’da Mutlaka Görmeniz Gereken 8 Tarihi Eser
Eğer İstanbul’a geldiyseniz ve tarihi bir yerler gezmek istiyorsanız ilk durağınız Tarihi Yarımada olmalı. Neden mi? Çünkü Tarihi Yarımada’da ilk yerleşim M.Ö. 685 yılına kadar gidiyor; aynı zamanda bu bölge Bizans ve Osmanlı için de oldukça önemli bir yerleşim yeri. Bu yüzden bölgede çeşme, cami, kilise, saray gibi birçok tarihi eser bulunuyor. Hatta İstanbul’da bulunan ve görülmesi gereken tarihi eserlerin büyük bir bölümü burada diyebiliriz. İşte farklı aktiviteleri de dahil ederek, keyifli bir şekilde gezeceğiniz Tarihi Yarımada’da mutlaka görmeniz gereken 8 tarihi eser.
Topkapı Sarayı

Tarihi Yarımada dediğimiz zaman tabii ki ilk olarak aklımıza Topkapı Sarayı geliyor. 1478 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılan bu saray uzun bir süre kullanılmıştı. Saray resmi olarak 3 Nisan 1924’te Mustafa Kemal Atatürk tarafından müze halini aldı. Sarayın içinde Enderun Mektebi de yer aldığı için idari amacının yanında önemli bir eğitim kurumu da oldu.
Aya İrini Kilisesi

Topkapı Sarayı’nın içinde bulunan Aya İrini Kilisesi ”Kutsal Barış” anlamını taşıyor. Aya İrini Kilisesi’nin bulunduğu bu yerde daha önceleri Jüpiter Tapınağı bulunmaktaymış. Yıkılan tapınaktan sonra Konstantin tarafından Aya İrini Kilisesi yaptırılmış. Yapı Fatih Sultan Mehmet zamanında cephanelik olarak kullanılmış.
Ayasofya
Tarihi Yarımada dendiği zaman ilk akla gelenlerden bir tanesi de Ayasofya. ”Kutsal Bilgelik” anlamını taşıyan Ayasofya dünyanın ilk katedralidir. Ortalama olarak bin yıl boyunca ”dünyanın en büyük katedrali” unvanını taşımıştır. Aradan geçen 1.500 yılın sonunda unvanı pek gerilememiştir. Çünkü hala dünyanın en büyük dördüncü katedralidir. Ayasofya fetihten sonra camiye çevrilmiş ve asırlar boyunca bu şekilde kullanılmıştır. Mustafa Kemal Atatürk’ün emri doğrultusunda 1930 yılında restore edilerek müze olarak kullanılmaya başlanmıştır.
Yerebatan Sarnıcı

İstanbul’un en turistik noktalarından bir tanesi olan Yerebatan Sarnıcı Bizans İmparatoru Justinianus tarafından yaptırılmıştır. Bu sarnıç su depolamak için yapılmıştır. Fetih sonrasında sarnıç unutulmuştur. 1550 yılında Avrupalı iki gezgin tarafından keşfedilmiştir. Sultan 3. Ahmet ve 2. Abdülhamit tarafından restore edilmiştir fakat Osmanlı’nın akarsu sevmesinden kaynaklı olarak kullanılmamıştır. 1987 yılında İstanbul Belediyesi tarafından temizlenip restore edilerek turizme kazandırılmıştır.
Binbirdirek Sarnıcı
Tarihi Yarımada bölgesinde üç adet sarnıç bulunuyor. Şerefiye, Yerebatan ve Binbirdirek. Bu bölgeye gelindiği zaman üç sarnıcı da gezerek büyülenebilirsiniz. Binbirdirek ise Yerebatan Sarnıcı’ndan sonra İstanbul’un ikinci büyük sarnıcı. 4. yüzyılda yaptırılmış olan sarnıç sarayın su ihtiyacını karşılamak için inşa ettirilmiş. İçinde 224 sütun bulunuyor ve her biri 14 sütunlu 16 sıradan oluşuyor.
Süleymaniye Camii

Süleymaniye Camii Kanuni Sultan Süleyman tarafından 1557 yılından Mimar Sinan’a yaptırılmıştır. Mimar Sinan Süleymaniye Camii için ”kalfalık eserim” demiştir. Yapı Osmanlı’nın en görkemli zamanında inşa edildiği için büyük önem taşımaktadır.
Sultanahmet Camii
Türkiye’nin ilk altı minareli camisi olan Sultan Ahmet Camii, I. Ahmet tarafından yaptırılmıştır. Cami 1616 yılında tamamlanmıştır. Rivayete göre Sultan I. Ahmet caminin minaresinin altından olmasını istemiştir. Sedefkar Mehmet Ağa ise altından yapılan minarenin bütçeyi zorlayacağını düşünmüştür. Bu yüzden ”altın minare” sözcüklerini ”altı minare” olarak anladığını bahane ederek camiyi altı minareli yapmıştır. Sultan Ahmet Camii İstanbul siluetini süsleyen oldukça önemli bir eserdir. Dekorasyonunda İznik çinileri kullanıldığı için ”Blue Mosque” olarak da bilinmektedir.
Alman Çeşmesi

Sultanahmet Meydanı’nda bulunan ve Sultan I. Ahmet Türbesi karşısında yer alan tarihi çeşme Alman İmparatoru II. Wilhelm’in sultana hediyesidir. 1901 yılında Almanya’da yapılan çeşme İstanbul’da buraya monte edilmiştir.








