Sultanahmet dediğimiz zaman şüphesiz akla ilk gelen yerlerden bir tanesi Topkapı Sarayı. Günümüze kadar ulaşmış oldukça önemli bir yapı olan Topkapı Sarayı 15. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar Osmanlı hanedanlığına ev sahipliği yaptı, devlet idaresi ve eğitim için önemli roller üstlendi.
Cumhuriyet döneminde müzeye dönüştürülen yapı günümüzde de tarih meraklılarının uğrak noktalarından.
Topkapı Sarayı Osmanlı’da idari vasfıyla büyük önem taşımıştır. Çünkü sarayda uzun yıllar boyunca sultanlar ikamet etmiş, devlet yönetilmiş ve bir eğitim merkezi olarak kullanılmıştır.
Fatih Sultan Mehmed fetihten sonra İstanbul’u başkent ilan etmiştir. 1460- 1478 yılları arasında Topkapı Sarayı’nı yaptırarak buraya yerleşmiştir
Saraya sonraki zamanlarda bazı ilaveler yapılmıştır. Sultanlar 1850 yılına kadar burada ikamet etmiştir fakat daha sonra merasimler ve devlet protokolü için yetersiz kaldığı düşünülerek Dolmabahçe Sarayı’na taşınılmıştır. Fakat arşivler, saltanat hazinesi, mukaddes emanetler burada muhafaza edilmiş ve devlet törenleri yapılmaya devam edilmiştir.
Topkapı Sarayı’nın mimari planı belirlenirken saray- tebaa ve Osmanlı devlet felsefesi büyük rol oynamıştır. Ayrıca sarayın mimarisinde Fatih Sultan Mehmed’in babası Sultan II. Murad’ın Tunca Nehri kenarında yaptırdığı Edirne Sarayı da esin kaynağı olmuştur.
Topkapı Sarayı genel olarak sarayda yaşayan görevlilere mahsus işlerine ayrılan binalar, hükümdarın ikametgahı ve devlet işlerine ayrılan dairelerden oluşmaktadır. Yapı Bizans akropolü üzerine inşa edilmiştir. Topkapı Sarayı’nın çevresi 1400 metre uzunluğunda olan ve ”Sur-ı Sultani” adı verilen karadan ihtiva duvarları ile, deniz tarafından ise Bizans surlarıyla çevrelenmiştir.
Saray 700.000 metrekare alanın üzerinde bulunmaktadır. 700.000 metrekarenin büyük bir bölümü Hasbahçe’ye aittir. Saray iki teşkilattan oluşur. Bunlardan biri Birun diğeri Enderun’dur. Saray’ın mekanları, merasimleri ve oturum planı bu teşkilat doğrultusunda düzenlenmiştir.
Topkapı Sarayı genel olarak bahçe, hasbahçe, harem, dört avlu ve üç ana kapıdan oluşur. Topkapı Sarayı için mütevazı demek doğru olacaktır. Çünkü büyük harcamalar köprüler, camiler, kışlalar, kervansaraylar ve konaklama tesisleri için kullanılmıştır.
Osmanlı’nın büyük mimarı Mimar Sinan Topkapı Sarayı’nda sadece bir bölümü inşa etmiştir. Sarayın inşasında Mimar Sinan, Fatih Sultan Mehmet, Acem Ali, Davud Ağa ve Sarkis Balyan gibi isimlerin katkısı olmuştur.
Topkapı Sarayı’nın resmi olarak müzeye çevrilmesini Mustafa Kemal Atatürk sağlamıştır. Fakat müze işlevi Sultan Abdülmecid zamanına; 1839- 1861 yılları arasına dayanmaktadır. O dönemde eski eserleri devlet büyüklerine ve yabancı kişilere göstermek zamanla bir gelenek halini almıştır. Daha sonrasında Sultan Abdülaziz ampir üslupta camekanlı vitrinler yaptırarak eski eserler yabancılara gösterilmeye başlanır.
Topkapı sarayı Osmanlı monarşisinin 1922 yılında bitirilmesiyle 3 Nisan 1924 yılında Mustafa Kemal Atatürk tarafından resmi olarak müzeye dönüştürülmüştür. Şimdilerde ise ziyarete açıktır. Buraya gidildiğinde birbirinden güzel eserleri görmek mümkündür.
Sarayda; Osmanlı hanedanının özel üretilmiş kıyafetleri, değişik dönemlere ait Türk mücevher işçilikleri, Avrupa ve Hindistan’dan gelmiş mücevherler, devlet madalyonları, som altından yapılmış şamdanlar, Topkapı hançeri, takılar, merasim fenerleri, kutsal emanetler sergilenmektedir.